//-->


Sayfa Yükleniyor

Gizemli Photoshop

Ana Sayfa



Mafia 2

Her yeni umut, yeni bir yaşama atılan adım gibidir. Her safhasında farklı şeyler görür, farklı duygulara kapılırsınız. İstediklerinizi bir bir gerçekleştirmektir gayeniz, ama işler beklenildiği gitmezse, bu kez gitmesi gereken de siz olursunuz, yürüyerek veya koşarak...

Hayaller ülkesi Amerika, şirin bir aileye daha kucak açıyor. Küçük Vito, kız kardeşi ve ebeveynleriyle beraber daha iyi imkânlar için uzun bir yolculuğun ardından Empire Bay'e adım atıyor. Devasa binalarla ve zengin iş olanaklarıyla çevrili bu şehir, aynı oranda suç çetelerini de bünyesinde barındırıyor. Sonuçta bir taşıyıcı, binlerce de parazit olabilir. Yapılan şeyler, zarar vermekten öteye gitmiyor mu sanıyorsunuz?
1940'lı yıllarda şehrin dumanı bile bir başka tütüyor. Sarhoş olup düşen de gördüm, sokak ortasında karısını döven de... Neyse ki yanımda babam vardı ve elimden tutuyordu. Bu güven duygusu sonsuza dek sürer miydi dersiniz? İtalya göçmeni olan Vito Scaletta, çok geçmeden kendisini şehrin kucağına bırakıyor. Adına para denilen değerli kağıt parçacıkları ve bozukluklardan oluşan eşyalar, ne yazık ki Scaletta ailesinde pek de bulunmuyor. Bıçkın delikanlı Vito ise, bu durum karşısında farklı yöntemler denemeyi seçiyor. 

"Bana arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim" lafı, etkisini burada çok iyi gösteriyor. Zira Vito'nun yakın arkadaşı Joe, bir kuyumcu soygunu için kahramanımız ile anlaşıyor. Heyecanı tecrübesinden ağır basan acemi hırsız, ani bir polis baskını sonucu yakayı ele veriyor. Daha genç, önünde çok yol var, ama hepsi artık hapis cezasıyla kesilmiş durumda. Belki de savaşla. Evet, savaş. Vito, aslen Amerikalı olmamasına rağmen, Amerika'nın İkinci Dünya Savaşı kapsamındaki birliklerinde, Operation Husky cephesinde görev almak üzere yola çıkıyor.

 


2 yıl sonrasında eve dönüş vakti geldiğinde, çoğu şeyin değiştiğine şahit oluyoruz. Vito'nun babası ölmüş ve geride de 2 bin dolarlık borç bırakmıştır. Yaşlı annesi mi, yoksa çaresiz kız kardeşi mi buna çözüm bulabilir? Vito'nun işi gerçekten çok zor. O halde yapması gereken şey, suç dünyasına tekrar, ama bu kez daha sağlam olarak dönmektir.

Hafif esen rüzgârla savrulan kar tortuları, araba radyolarından gelen müzik sesi, sokak aralarında gezinen fareler, gazeteci çocuğun çığlıkları, uzaklardan gelen siren sesleri... Empire Bay, çok yönlü, çok kültürlü ve fazlasıyla gelişmiş bir şehir. Vakti zamanında gökdelenlerine baktığında Vito'nun başını döndüren bu şehir, şimdi ona iki seçenek sunuyor; ya efendi ol, ya da köle.





Resident Evil 6 (PC)

Resident Evil gerçekten enteresan bir seri.  Genelde benzeri “dünyanın sonu” senaryoları karakterlere değil olaylara odaklanırken, Resident Evil serisinin ekseninde her zaman karakterler olmuştur. Resident Evil 6 ise, bu formülü değil ama uygulanışını değiştiriyor.

Resident Evil 6 yani bir diğer adıyla Biohazard 6, bildiğiniz gibi Resident Evil serisinin ana oyunlarının altıncısı ve 2009 yılından beri yapım aşamasında. Oldukça sevilen Resident Evil 4’ün yapımcısı Hiroyuki Kobayashi’nin önderliğinde farklı bir yaklaşımla geliştirilen Resident Evil serisinin yeni oyunu, konsol platformunda bazı yönlerden zayıf kalırken, PC için bu durum değişiyor mu acaba?

Öncelikle konsol oyunlarının PC’de olmasının en büyük artısının görsellik olduğunu söylememe gerek olmadığını düşünüyorum. Genelde görsel potansiyeli oldukça yüksek oyunlar, konsolun sınırlarında dolaşırken, PC’de bu sınırları aşıp geçer ve tam potansiyeline ulaşır. Resident Evil 6 için durum aynen bu şekilde.


Konsol versiyonunu oynayanların bildiği gibi, oyun pek çok Resident Evil karakterinin perspektifinden ayrı hikayelerin paralel birleşimleriyle şekilleniyor. Chris Redfield, Leon Kennedy, Jake Muller, Sherry Birkin ve güzeller güzeli Ada Wong. Her birinin hikayesi bazı noktalarda birleşip bazı noktalarda ayrılıyor fakat buna rağmen, aynı konsept içerisinde bütünleşiyor. Özellikle Ada Wong’un hikayesi gerçekten çok sağlam, en son onu oynamanızı öneriyorum.

Şunu belirtelim, bu Resident Evil oyunu şu ana kadar üzerinde en kalabalık ekibin çalıştığı RE oyunu, bu sebeple belirgin bir kalite artışı gözlenebiliyor. Ne diyordum, farklı karakterler ve farklı hikayeler var, bunları özellikle kooperatif bir şekilde arkadaşlarınızla oynadığınız zaman oldukça keyifli oluyorlar. Online Co-Op ve Split Screen destekleyen Resident Evil 6, RE tecrübesini arkadaşlarınızla birlikte tecrübe etmeniz için tasarlanmış bir oyun. Yani şart değil ama önerilir.

Belki duymuşsunuzdur, Resident Evil 6 çok büyük tartışmalara mahal verdi, peki fakat bu tartışmalar neden çıktı dersiniz? Öncelikle Capcom bu sefer oldukça radikal bir karar vererek serinin ana tasarım elementlerini değiştirmiş. Resident Evil serisinin o sevdiğimiz ağırlığı ve atmosferini sağlayan pek çok şey artık yok (ateş ederken karakterin olduğu yerde durması vs.) bu oyun tecrübesini farklılaştırmış bunu söylemem gerekiyor. Yani Ada Wong ile uçan tekme atarak yere düşürdüğüm yaratıkların kafasını 1 metrelik otomatik arbaletim ile ezip daha sonra takla atarak arkamda bulunan zombinin kafasına ok atıyorsam, bir şeyler değişik demektir.


Resident Evil 6 bir “Survival Horror” oyunu değil, serinin hayranlarının en büyük eleştirileri buna oldu sanırım. Resident Evil 6 bir aksiyon oyunu, eğer beklediğiniz ve özlediğiniz Survival Horror elementlerini arayacaksanız, bence hiç bulaşmayın çünkü artık oldukça hareketli bir RE var.

Peki ama bu Resident Evil 6’yı kötü bir oyun yapar mı? Kötü bir oyun yapmaz, bence kötü bir Resident Evil’da yapmaz. Her serinin köklerine bağlı kalmayıp farklı bir şeyler yapma hakkı vardır ve bence Capcom bu hakkı RE6’da kullanarak iyi bir iş çıkartmış.

Konsol serileri PC’ye aktarıldığında genelde pek çok dertten müzdarip olur, Resident Evil 6 bu sıkıntıların çoğunu oyuncuya hissettirmiyor fakat yine de varlar. Özellikle kamera açıları ve PC kontrolleri biraz sapıtık. Bu genel oyun tecrübesine muazzam bir darbe indirmiyor yine de oldukça can sıkıcı. Grafiklerden üstte bahsetmiştim fakat altını bir kez daha çizmekte sakınca görmüyorum, Resident Evil 6 PC’nin bütün gücünü kullanıyor, görsellik, tasarımlar ve grafikler gerçekten oldukça hoş ve göz doyurucu. Zombiler dışında savaşacağınız J’avo isimli yeni düşmanlar sürekli olarak değişip mutasyon geçirerek sizi görsel anlamda çok rahatsız ediyor, bunu detay seviyesine bağlıyorum.

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol